Cumhuriyet dönemi sanat camiasında önemli bir isim, Melek. Döneminin ünlü operet, tiyatro, sinema ve dublaj sanatçısı. Babası, ünlü besteci Muhlis Sabahattin Ezgi. Halası, en ünlü kadın bestecilerimizden Neveser Kökdeş. Kuzeni, Türkiye ve dünya güzeli Keriman Halis Ece. Eşi, dublaj kralı Ferdi Tayfur. En yakın arkadaşı, Gülriz Sururi’nin annesi, Süreyya Opereti’nin primadonnası Suzan Lütfullah. Onun adı Melek. İlk önce Melek Sabahattin, sonra Melek Ezgi, daha sonra Melek Tayfur, hastalık zamanlarının kaydını düştüğü hatıratında ise, Melek Kobra olarak karşımıza çıkıyor.
Bir kadın neden kendine Kobra soyadını alır?
Bir kadını çevreleyen, sarmalayan anılar, travmalar nelerdir?
Adım adım ölüme gitmekte olan biri, hayatı nasıl anlamlandırır?
Peki ya aşkın sınırları nerededir?
MELEK, Melek Kobra’nın hayatının son anlarında, 24 yaşında Cerrahpaşa Hastanesi’ndeki odasında geçiyor. Bizlere anlatacağı öyle çok yaşam parçası var ki… Bu dünyada yaşadığı 24 yıla doldurduğu öyle anlar var ki…
MELEK, bir kadın sanatçının hazin öyküsü. Rüstem Ertuğ Altınay’ın kaleminden, babasından ve halasından şarkılarla, hatıratına yazdığı şiirleriyle ve oynadığı oyunlarla bir dönemin sanat camiasını, kadın sanatçıların çalışma koşullarını, aşkı, yalnızlığı, uyuşturucuyu, veremi ve elbette tiyatroyu seyrediyoruz.
Tiyatro Boyalı Kuş olarak Melek Kobra’yı sahnemizden hüzünle ve saygıyla selamlıyoruz…
Prömiyer Tarihi: 13 Eylül 2013, Sahne Cihangir, İstanbul
Oynandığı yerler: Sahne Cihangir, Ortaköy Afife Jale Sahnesi, Boğaziçi Üniversitesi Demir Demirgil Salonu, Boğaziçi Üniversitesi 150. Kuruluş Yıldönümü Etkinlikleri, Çağdaş Sanatlar Gösteri Merkezi, 18. Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali, Nazım Hikmet Sahnesi, Nilüfer Belediyesi Tiyatro Festivali, Kadıköy Halis Kurtça Kültür Merkezi